Memleketimden “yeni” insan manzaraları

Nâzım Hikmet’in 1939-1945 yılları arasında kaleme aldığı “Memleketimden İnsan Manzaraları”, 1908’den 1945’e kadar uzanan zaman diliminde 300’den fazla karakter üzerinden anlatılan bir Türkiye hikâyesi. Ve şimdi, 70 yıl sonra bir benzerini Türkiyeliler üretiyor. Açık Radyo ve Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi işbirliğiyle yürütülecek “Hayat-ı Hakikiye Hikâyeleri” projesi çerçevesinde hepimizden kendi hikâyelerimizi anlatmamız isteniyor.

Kurgu değil, gerçek hikayeler, yaşadıklarınız, işittikleriniz… Kendi adıma ben göndereceğim. Sizin hikayelerinizi de dinlemek, okumak isterim… Adres aşağıda var ama bir kez daha veriyorum…

Nâzım Hikmet’in 1939-1945 yılları arasında kaleme aldığı “Memleketimden İnsan Manzaraları”, Türkiye’nin 1908’den 1945’e kadar uzanan zaman diliminde üç yüzden fazla karakter üzerinden anlatılan hikâyesidir.

Şimdi, aradan 70 yıl geçtikten sonra, Açık Radyo ve Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi işbirliğiyle yürütülecek bir proje çerçevesinde, bu sefer “Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor” sloganıyla hepimizden kendi hikâyelerimizi anlatmamız isteniyor.

Projenin adı “Hayat-ı Hakikiye Hikâyeleri”… Benzer bir projeyi Paul Auster 2001’de “Amerikan Yaşamından Gerçek Hikâyeler” şiarıyla Ulusal Halk Radyo’su (NPR) işbirliğiyle gerçekleştirmişti. Ve editörlüğünü yapıp radyoda seslendirdiği hikâyeleri sonradan “Babamın Tanrı Olduğunu Sandım” adlı bir kitapta toplamıştı.

“Hayat-ı Hakikiye Hikâyeleri” projesine katılım kurallarına gelince; 1000 sözcüğü (6000 vuruş) aşmayacak uzunlukta hikâyeler kişisel deneyimlere ya da tanıklıklara dayalı gerçek olayların anlatımı olmalıdır. Konu kısıtlaması yoktur, önemli olan hikâyenizin sizde yer etmiş gerçek bir olayı anlatmasıdır. Bu bir öykü yarışması değildir, kurmaca öyküler değil gerçek hikâyeler derlenecektir.

Son başvuru tarihi 1 Temmuz 2015 olan projenin içeriği, resmi sitede şöyle anlatılıyor:

“Hikâyeniz, ‘Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor’ projesinin bir parçası olarak seçici kurul tarafından değerlendirildikten sonra yayına hazır hale getirilecektir: Bu süreçte yer yer düzeltilebilir, akıcılık sağlamak için küçük ekleme ya da çıkarmalar yapılabilir. Seçilen ve bu şekilde elden geçirilen hikâyeler, Açık Radyo’da okunacak ve mümkün olursa daha sonra kitaplaştırılacaktır. Hikâyenizi teslim ederken, telif ve editoryal haklarınızı bu şekilde ‘Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor’ projesine devrettiğinizi lütfen unutmayın.”

“Hikâyelerinizin yanı sıra isminizi, oturduğunuz yeri, telefon numaranızı ve varsa e-posta adresinizi eklemeyi unutmayın. Eğer hikâyeniz seçilirse ve fakat okunurken adınızı saklı tutmamızı istiyorsanız, lütfen bunu da bildirin.”

Nâzım Hikmet’in 1939-1945 yılları arasında kaleme aldığı “Memleketimden İnsan Manzaraları”, 1908’den 1945’e kadar uzanan zaman diliminde 300’den fazla karakter üzerinden anlatılan bir Türkiye hikâyesi. Ve şimdi, 70 yıl sonra bir benzerini Türkiyeliler üretiyor. Açık Radyo ve Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi işbirliğiyle yürütülecek “Hayat-ı Hakikiye Hikâyeleri” projesi çerçevesinde hepimizden kendi hikâyelerimizi anlatmamız isteniyor.

Kurgu değil, gerçek hikayeler, yaşadıklarınız, işittikleriniz… Kendi adıma ben göndereceğim. Sizin hikayelerinizi de dinlemek, okumak isterim… Adres aşağıda var ama bir kez daha veriyorum…

Nâzım Hikmet’in 1939-1945 yılları arasında kaleme aldığı “Memleketimden İnsan Manzaraları”, Türkiye’nin 1908’den 1945’e kadar uzanan zaman diliminde üç yüzden fazla karakter üzerinden anlatılan hikâyesidir.

Şimdi, aradan 70 yıl geçtikten sonra, Açık Radyo ve Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi işbirliğiyle yürütülecek bir proje çerçevesinde, bu sefer “Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor” sloganıyla hepimizden kendi hikâyelerimizi anlatmamız isteniyor.

Projenin adı “Hayat-ı Hakikiye Hikâyeleri”… Benzer bir projeyi Paul Auster 2001’de “Amerikan Yaşamından Gerçek Hikâyeler” şiarıyla Ulusal Halk Radyo’su (NPR) işbirliğiyle gerçekleştirmişti. Ve editörlüğünü yapıp radyoda seslendirdiği hikâyeleri sonradan “Babamın Tanrı Olduğunu Sandım” adlı bir kitapta toplamıştı.

“Hayat-ı Hakikiye Hikâyeleri” projesine katılım kurallarına gelince; 1000 sözcüğü (6000 vuruş) aşmayacak uzunlukta hikâyeler kişisel deneyimlere ya da tanıklıklara dayalı gerçek olayların anlatımı olmalıdır. Konu kısıtlaması yoktur, önemli olan hikâyenizin sizde yer etmiş gerçek bir olayı anlatmasıdır. Bu bir öykü yarışması değildir, kurmaca öyküler değil gerçek hikâyeler derlenecektir.

Son başvuru tarihi 1 Temmuz 2015 olan projenin içeriği, resmi sitede şöyle anlatılıyor:

“Hikâyeniz, ‘Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor’ projesinin bir parçası olarak seçici kurul tarafından değerlendirildikten sonra yayına hazır hale getirilecektir: Bu süreçte yer yer düzeltilebilir, akıcılık sağlamak için küçük ekleme ya da çıkarmalar yapılabilir. Seçilen ve bu şekilde elden geçirilen hikâyeler, Açık Radyo’da okunacak ve mümkün olursa daha sonra kitaplaştırılacaktır. Hikâyenizi teslim ederken, telif ve editoryal haklarınızı bu şekilde ‘Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor’ projesine devrettiğinizi lütfen unutmayın.”

“Hikâyelerinizin yanı sıra isminizi, oturduğunuz yeri, telefon numaranızı ve varsa e-posta adresinizi eklemeyi unutmayın. Eğer hikâyeniz seçilirse ve fakat okunurken adınızı saklı tutmamızı istiyorsanız, lütfen bunu da bildirin.”